25 Mayıs 2019 Cumartesi

İstanbul BB Başkan seçim iptali karar-15




İSTANBUL BB BAŞKAN SEÇİMİNİN GEREKÇELİ İPTAL KARARI-15

 DEĞERLENDİRME
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı 79. maddesinde,
“Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.”
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun “Yüksek Seçim Kurulunun görev ve yetkileri şunlardır” başlıklı 14. maddesinde,  
            “...  
8.                    İl seçim kurullarınca düzenlenen tutanaklara karşı yapılan itirazları inceleyip kesin karara bağlamak,
9.                    Seçimlerden sonra, kendisine süresi içinde yapılan, seçimin sonucuna müessir olacak ve o çevre seçiminin veya seçilenlerden bir veya birkaçının tutanağının iptalini gerektirecek mahiyette itirazları, altkurullara yapılan itirazların silsilesine ve sürelerine uygunluğunu araştırmaksızın inceleyip kesin karara bağlamak,
...”
       298 sayılı Kanunun “İl seçim kurulu ve başkanlarının şikâyet üzerine verecekleri kararlarla, sair kararlarına ve tutanaklara itiraz ve olağanüstü itiraz” başlıklı 130. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında da, “ Şu kadar ki; siyasi partilerin il başkanlarıyla genel merkezleri veya bağımsız aday tarafından tutanağın düzenlenmesinden sonra (7) gün içinde seçimin neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle yapılan itirazlar, seçimin sonucu hakkında kesin karar vermek yetkisine sahip olan kurullarca, seçimin neticesine müessir görüldüğü takdirde, alt kademelerce verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması veya kurullara derece derece ve müddeti içinde müracaat edilmemiş olması, bu itirazın incelenmesine ve reddine sebep teşkil etmez.
 Bu itirazlar yazılı olarak yapılır. İtiraz dilekçesine, itiraz edenin adının, soyadının ve açık adresinin yazılması, ihbar ve iddia olunan vakıaların mahiyetinin ve gerekçesinin beyanının, delillerinin gösterilmesi ve belgelerinin bağlanması, bu belgelerin elde edilmesi mümkün değil ise, sebeplerinin ve nereden ve ne suretle temin olunabileceğinin bildirilmesi lazımdır. .”
298 sayılı Kanunun “İtiraz üzerine verilecek karar” başlıklı 113. maddesinin üçüncü ve  dördüncü fıkralarında “Yüksek Seçim Kurulu, seçimin sonunda verilecek tutanaklara karşı yapılan itirazların incelenmesinde, tam sayısı ile toplanır. 
Diğer hususlarda kurulun mürettep adedinin çoğunluğu ile toplanabilir. Her iki halde de salt çoğunlukla karar verir.
şeklinde hükümlere yer verilmiştir.
 Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, Yüksek Seçim Kurulunun seçilme yeterliliğine ilişkin tam kanunsuzluk halleri hariç olmak üzere, ancak süresi içinde olağan veya olağanüstü itiraz yoluyla önüne gelen itirazları inceleyebilme yetkisi bulunmaktadır. Diğer yargı mercileri gibi Yüksek Seçim Kurulunun da seçilme yeterliliğine ilişkin tam kanunsuzluk halleri hariç olmak üzere, süresinde itiraz yoluyla önüne gelmeyen bir konuda re’sen karar vermesi mümkün değildir. Bu itibarla inceleme olağanüstü itiraz konuları ile sınırlı olarak yapılmıştır.
 İtiraz konusu ise, Adalet ve Kalkınma Partisinin süresinde başvurusu üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin seçim iş ve işlemleri nedeniyle olağanüstü itiraz yoluyla iptaline ilişkindir.  
 Yine yukarıda yer verilen 298 sayılı Kanunun 130. maddesi hükmü uyarınca olağanüstü itirazın ancak seçimin neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle yapılması mümkündür. Olağanüstü itirazın kabul edilebilmesi, seçimin neticesine müessir görüldüğü takdirde mümkün olabilecektir. Keza, seçimin neticesine müessir bir olay veya halin varlığı saptandığında alt kademelerce verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması veya kurullara derece derece ve müddeti içinde müracaat edilmemiş olması, bu itirazın incelenmesine ve reddine sebep teşkil etmeyecektir.
 Olağanüstü itiraz konusundaki bu genel açıklamadan sonra itiraz konularının incelenmesine geçildiğinde;
 298 sayılı Kanunun, “Sandık kurulu başkanının seçimi” başlıklı 22. maddesinin 13/03/2018 tarihindeki değişiklikten önceki metninde yer alan,
İlçe seçim kurulu başkanı, ilçe seçim kuruluna siyasi partiler dışından getirilen asıl üyelerle görüşerek sandığın kurulacağı seçim bölgesi içindeki veya dışındaki seçmenler arasından iyi ün sahibi olmakla tanınmış, okur - yazar kimselerden, kurula bağlı seçim bölgelerindeki sandıklardan her biri için birer kişi olmak üzere bir liste düzenler.
  Kurulun, siyasi partilerden seçilmiş asıl üyelerinden her biri de, ilçe seçim kurulu başkanınca belirlenecek süre içinde, yukarıdaki fıkrada gösterilen nitelikte birer liste düzenleyerek başkanlığa verir. Belirlenen süre içinde liste vermeyen parti temsilcisi, bu hakkından vazgeçmiş sayılır.
           Yukarıdaki fıkralar gereğince düzenlenen listelerde her sandık için adı önerilen başkan adayları arasında ad çekilerek sandık kurulu başkanları belirlenir.
           Şu kadar ki, 648 sayılı Siyasi Partiler Kanununa göre partilere üye olamayacak kimseler ile köy muhtarları, görev yaptıkları köylerde sandık kurulu başkanı olamazlar.
           Sandık kurulu başkanının görevi başına gelmemesi halinde, yerine kurul üyelerinden en yaşlısı başkanlık eder.
şeklindeki düzenleme 13/3/2018 tarihli 7102 sayılı Kanunun 3. maddesi ile  “Sandık kurulu başkanının belirlenmesi başlığı ile“ İlçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin listesi, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilir. İlçe seçim kurulu başkanı, bu kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu başkanı sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişiler arasından mani hali bulunmayanları sandık kurulu başkanı olarak belirler.
Sandık kurulu başkanının göreve gelmemesi halinde, kamu görevlileri arasından belirlenen üye, bu üyenin de bulunmaması durumunda en yaşlı üye kurula başkanlık eder.”  şeklinde değiştirilmiştir.    
 13/3/2018 tarihli 7102 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, sandık kurulu başkanının, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin listesi alınarak bunlar arasından belirlenmesi ilkesi benimsenmiş ve sandık kurulu başkanları yönünden istisnai başkaca bir hükme yer verilmemiştir.  
 Kanun hükmünün yoruma yer bırakmayacak şekilde açıklığı karşısında, sandık kurulu başkanlarının mülki idare amiri tarafından bildirilen kamu görevlileri listesinden seçilmesi kanuni bir zorunluluktur. Kanun koyucunun getirdiği bu yeni düzenlemenin sandık kurullarının oluşturulması sırasında ilçe seçim kurulları tarafından uygulanma ve Yüksek Seçim Kurulu tarafından itirazlar aşamasında dikkate alınma zorunluluğu bulunmaktadır.
 Hukuk sistemimizde kurulların nasıl oluşturulacağı kendi özel kanunlarında düzenlenmiştir. Bu oluşuma aykırı olarak kurulda bulunmaması gereken bir kişinin kurulda yer alması halinde, itiraz veya dava üzerine kurul kararlarının şekil yönünden geçersiz olacağı, esasa girilmeden iptal edileceği tartışılmaz bir uygulamadır.

Danıştay’ın konuya ilişkin tüm içtihatlarında bir kurulun (Disiplin kurulu, sınav komisyonu, tez jürisi, doçentlik jürisi, vb.) kanun veya yönetmeliğe aykırı şekilde oluşturulması halinde, hukuka aykırı oluşturulan bu kurulların yapmış olduğu işlemlere karşı açılan davalarda işin esasına girilmeksizin şekil yönünden yapılan işlemlerin iptaline karar verilmektedir. 
 Seçim hukuku esasen bir şekil hukukudur. Seçim hukukunda kanun hükümlerine sıkı sıkıya bağlılık esastır. Özellikle seçimle ilgili kurulların oluşumunda kanunun emredici hükümlerine uyulması seçim hukukunun temel ilkelerinden birisidir.
 Sandık kurulu başkanlarının; oy verme araçlarını kontrol ederek tutanakla teslim almak ve zamanında sandık yerinde bulundurmak (298/68), sandık çevresinde düzeni sağlamak (298/82/1), oy kullanma ile ilgili tüm işlemleri yönetmek (298/70 ila 94), sandıktan çıkan zarfları, oy pusulalarını saymak, dökümlerini ve sonuçlarını tutanağa geçirmek, (298/95 ila 105),  kurulun bağlı olduğu ilçe seçim kuruluna, siyasi partili üyeler arasından ad çekme ile seçilecek en az iki üye ile birlikte götürülüp teslimini sağlamak (298/107-1), oy verme işleri hakkında ileri sürülecek şikâyet ve itirazları incelemek ve karara bağlamak, kararları tutanak defterine geçirerek altını imzalamak (298/71-3-4), sandık kurulu tutanak defteri ile gerekli diğer tutanakları düzenlemek ve altını imzalamak, oyların sayım ve dökümü ile tutanakların düzenlenmesine ilişkin iş ve işlemler ve sandıkla ilgili kararları vermek, sandık kurullarının kararları, oyların sayımı ve dökümü ile tutanakların düzenlenmesine ilişkin iş ve işlemleri aleyhine yapılan itirazları ilçe seçim kuruluna göndermek (298/128-3) gibi seçim iş ve işlemlerinin yönetilmesine dair geniş görev ve yetkileri bulunmaktadır.
 Sandık kurulu başkanlarının yukarıda sayılan görev ve yetkileri incelendiğinde, oy verme düzeninin sağlanması, oy verme işlemleri, seçim sonucunun belirlenmesi gibi seçim sonucuna müessir işlemleri yaptıkları görülmektedir.  
 İstanbul İli genelinde büyükşehir belediye başkanlığı seçimi 31.186 sandıkta yapılmıştır. Bu sandıklarda bir başkan, bir kamu görevlisi asıl üye, bir de kamu görevlisi yedek üye belirlenmesi gerekmektedir. Buna göre, İstanbul İli genelinde büyükşehir belediye başkanlığı seçimi için toplamda 93.558 kamu görevlisine ihtiyaç duyulmaktadır.
 İstanbul İlinde, 12.259’u adliye personeli, 108.472’si Devlet okullarındaki kadrolu öğretmenler olmak üzere sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre aylık ödenen ve sandık kurullarında görev alabilecek durumda olan yaklaşık 220.000 kamu görevlisi bulunmaktadır.
 Bu rakamlar incelendiğinde görüleceği üzere, İstanbul İlinde sandık kurulu başkanlığı için ihtiyaç duyulan kamu görevlisinin yaklaşık yedi katı sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre aylık ödenen ve sandık kurullarında görev alabilecek durumda olan kamu görevlisi bulunmaktadır. Bu itibarla 298 sayılı Kanunun 22. maddesine ilçe seçim kurullarınca uyulmamış olmasının hukuken kabul edilebilir bir sebebi bulunmamaktadır. Zira, sandık kurulu kamu görevlisi asıl ve yedek üyesinin belirlenmesinde de, Kanunun 22. maddesindeki esaslara uyulması gerektiği aynı Kanunun 23. maddesinde emredilmiş olup, bu maddenin son fıkrasında, üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksiklerin, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve görev verilmesinde sakınca olmayan kimselerden doldurulmasına cevaz verilmişken, sandık kurulu başkanlarının belirlenmesini düzenleyen Kanunun 22. maddesinde başkanların belirlenmesi aşamasında buna izin verilmemiştir. Bu bakımdan, sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmayanlardan belirlenmesini izah etmeye çalışan bazı ilçe seçim kurullarının Kanunun 23. maddesinin son fıkrasını referans göstermelerine itibar edilmemiştir. 
 Bütün bu açıklamalar uyarınca, sandık kurulu başkanının mülki amir tarafından bildirilen kamu görevlileri listesinden seçilmesi yasal zorunluluktur. Bu zorunluluğa ilçe seçim kurullarınca makul ve hukuki bir gerekçe ileri sürülmeksizin uyulmamış olması ve bu suretle kanunla getirilen sandık kurulu başkanının belirlenmesine dair şekil şartlarının ihlali,seçimin güvenilirliğini ortadan kaldırmaktadır. Bu sebeple kanuna aykırı şekilde oluşan sandık kurullarının yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, kanuna aykırı şekilde oluşturulan sandık kurullarının oluşumuna karşı 2 Mart 2019 tarihine kadar itiraz edilmediği ve bu listelerin kesinleştiği ileri sürülmekte ise de, sandık kurullarının kamu görevlisi olması gereken başkan ve üyelerinin listesinin talepte bulunmalarına karşın, siyasi partilere verilmediği dikkate alındığında, siyasi partiler bu konudaki itiraz haklarını etkili bir şekilde kullanamamışlardır. Yüksek Seçim Kurulu, sandık kurullarının oluşturulması ve diğer seçim işlemleri konularında genel düzenlemeler yapmaktadır. Kanun hükmünün kaymakamlıklar ve ilçe seçim kurulları tarafından yerine getirilecek olması nedeniyle sandık kurullarının oluşumu sırasında, bu konudaki usul ve esasların belirlenmesi dışında oluşum süreci ile ilgili bir görevi bulunmamaktadır. Keza, Yüksek Seçim Kurulunun 139 sayılı Genelgesinin “Sandık kurulu başkanının belirlenmesi”başlıklı 9. maddesinde,
  İlçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin (298 sayılı Kanunun 26. maddesinde sayılanlar hariç) listesi, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilir. (İlçe seçim kurulu başkanı mülki idare amiri tarafından gönderilen listede yer almayan diğer kamu kurumlarındaki kamu görevlilerini re’sen istemeli ve listeye eklemelidir.) 
İlçe seçim kurulu başkanı, bu kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu başkanı sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişiler arasından mani hali bulunmayanları sandık kurulu başkanı olarak belirler.
Sandık kurulu başkanının göreve gelmemesi halinde, kamu görevlileri arasından belirlenen üye, bu üyenin de bulunmaması durumunda en yaşlı üye kurula başkanlık eder. (298/22).” 
düzenlemesiyle sandık kurulu başkanının belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar tespit edilmiştir. Bu çerçevede sandık kurullarının oluşum sürecindeki görev, kanun gereği ilçe seçim kurullarına ait bulunmaktadır. İlçe seçim kurullarının bu görevlerini kanuna ve genelgelere uygun olarak yerine getirmedikleri, olağanüstü itiraz üzerine yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkmıştır.
 Yukarıda yer verilen 298 sayılı Kanunun 130. maddesi hükmü uyarınca, seçimin neticesine müessir bir halin varlığı saptandığında alt kademelerce verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması veya kurullara derece derece ve müddeti içinde müracaat edilmemiş olması, bu itirazın incelenmesine ve reddine sebep teşkil etmeyecektir.
 Yine sandık kurulu başkan ve üyelerinin belirlenmesini sıkı kurallara bağlayan 7102 sayılı Kanun değişikliğinin 13/03/2018 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, Yüksek Seçim Kurulunun önceki kararlarına aykırı karar verildiğinden söz edilmesine de hukuken imkan bulunmamaktadır.
 13/03/2018 tarihindeki kanun değişikliğinden sonra Türkiye’de iki seçim yapılmıştır. Bunlardan ilki 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimidir. Bu seçim sonucunda sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı belirlendiği yolunda bir itiraz intikal etmediğinden, Kurulumuzca bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır.
 Anılan kanun değişikliğinden sonra Türkiye’deki ikinci seçim ise 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler seçimidir. 

Sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı belirlenmesine ilişkin itirazlar da ilk kez bu seçimde Kurulumuzun önüne gelmiştir. Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulunun daha önceden bu konuda vermiş olduğu emsal oluşturacak bir içtihadı bulunmamaktadır.
 Konuyla ilgili olabilecek 31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerine ilişkin bazı kararların incelenmesinden; 
Kurulumuzun İyi Parti Bursa İl Başkanı tarafından yapılan itiraz üzerine Bursa İli, Mustafakemalpaşa İlçesine ilişkin olarak verdiği 20/04/2019 tarih ve 2019/3469 sayılı karara ait dosyanın incelenmesinde, İyi Parti tarafından yapılan başvurunun belirlenen sandık kurulu başkanlarının belediyede çalışan kamu görevlilerinden olduğu, bu hususun belediye seçiminde tarafsızlık ilkesine aykırı olacağından tam kanunsuzluk nedeniyle seçimin iptalini gerektirdiği iddiasına dayandırıldığı, yapılan incelemede belirtilen şahısların belediyede görev yapan kamu görevlileri (şube müdürü ve şef) oldukları anlaşıldığından tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmektedir. Yukarıda kısaca özetlenen dosyada sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi oldukları açıktır ve sandık kurulu görevlendirmelerinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Her ne kadar ilgili kararın gerekçesinde sandık kurullarının 2 Mart 2019 tarihinde kesinleştiği belirtilmiş ise de, iddialar doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda, sandık kurulu başkanlarının belirlenmesinde tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Diğer bir ifadeyle yukarıdaki dosyadaki itirazın şekli ve görevlendirilenlerin niteliği dikkate alındığında emsal teşkil etmediği görülmektedir.
Yine Kurulumuzun H. D. isimli şahsın itirazı üzerine verdiği Erzurum İli, Pasinler İlçesi, Karavelet Mahallesi muhtarlığına ilişkin olarak 14/04/2019 tarih ve 2019/2760 sayılı karara ait dosyanın incelenmesinde, muhtarlık seçiminde ihtiyar heyeti üyeliği adaylarının aynı zamanda sandık kurulu görevlisi olduklarından bahisle ve 298 sayılı Kanunun 26. maddesindeki adayların sandık kurulu üyesi olamayacakları hükmünden hareketle itiraz edildiği, ancak muhtarlık ve ihtiyar heyeti üyeliği seçiminde adaylık usulü olmadığından, 26. madde kapsamına girmeyen bu kişinin sandık kurulu başkanı olmayıp, Saadet Partisi sandık kurulu üyesi olduğu, seçim sonuçlarına nasıl etki ettiğine dair somut bir tespit olmadığı gerekçesiyle karar verildiği görülmektedir.
 Bu konuda incelenmesi gereken diğer bir dosya da Mardin İli, Yeşilli İlçesi Belediye Başkanlığı seçimi ile ilgilidir. Kurulumuzun 2019/3093 sayılı kararına konu bu dosyanın incelemesinde, Mardin Saadet Partisi İl Başkanı tarafından verilen 17.4.2019 tarihli olağanüstü itiraz dilekçesinde; yedi sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmadığı, bir başkan ve iki sandık kurulu üyesinin de başkan adayının akrabaları olmasının tarafsızlığı zedelediği, bu konuda ilçe ve il seçim kurullarına zamanında itiraz ettikleri belirtilerek, bir kez de olağanüstü itiraz olarak incelenerek seçimin iptali talep edilmiştir. Yeşilli İlçe Seçim Kurulunun 2019/17 sayılı kararında bu kişilerin Yeşilli ilçesindeki kamu kurumlarında çalışan kişiler olduğuna karar verilerek siyasi partinin itirazı reddedilmiş, İl Seçim Kuruluna yapılan itiraz da 2019/54 sayılı karar ile reddedilmiştir. Olağanüstü itirazla aynı konu YSK gündemine getirilmiş, sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi oldukları anlaşıldığından 298 sayılı Kanunun 130. maddesine göre seçimin iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
 Sandık kurullarının oluşumuna ilişkin bu süreçte Yüksek Seçim Kurulunun itirazen incelediği bir diğer dosya da, Kurulumuzun 11/04/2019 tarih ve 2019/2420 sayılı kararına konu Bursa Yıldırım dosyasıdır. Bu dosyada, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, 3100 numaralı sandıkta sandık kurulunun 3 kişiden oluşmasına yönelik bir itiraz yapılmış, Yıldırım İlçe Seçim Kurulunca verilen 2019/23 sayılı kararla, sandık kurulu başkanı hakkında suç duyurusunda bulunulması, sonuç tutanaklarının iptaline yönelik itirazın reddine karar verilmiş, Bursa İl Seçim Kurulunun 2019/56 sayılı kararı ile de, sandık kurulunun sabah 08.00 de sandık bölgesinde kimse bulunmadığından 3 kişiden oluşturulduğu belirtilerek itiraz esasa müessir olmadığından itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan itiraz da, Bursa İl Seçim Kurulu kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle ve(İki parti arasındaki oy farkı 67.484 olup, itiraz tek sandığa ilişkin olduğundan) sonuca müessir olmadığı görülerek Kurulumuzun 2019/2420 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
 Öte yandan benzer bir dosyada, Kurulumuzun 15/04/2019 tarih ve 2019/2786 sayılı kararına konu dosyadır. Bu dosyada, Konya İli, Karatay İlçesi, Ağsaklı Mahallesine ilişkin muhtarlık seçiminde 1002 nolu sandıkta Konya İl Seçim Kurulunca yapılan incelemede, sandık sonuç tutanağında sadece iki imza bulunduğundan bahisle sandık kurulu görevinin yapılması ve sonuçların doğru alınması hakkında şüphe uyandığı, alınan sonuçların geçerlilik açısından zaafiyet oluşturduğu, seçimlerin bu şekilde yapılmasının doğru olmayacağı gerekçesiyleseçimin iptali ile yenilenmesine karar verildiği, bu karara karşı yapılan itirazın ise, bu hususun sonuca müessir olduğu görülerek, il seçim kurulu kararı kesin olduğundan Kurulumuzca reddedildiği görülmektedir. Bu olayda sandık kurulunun 298 sayılı Kanunun 21. ve 73. maddesindeki bir başkan ve üç üye olan toplanma nisabının altında toplanması sandık sonuçlarının geçersizliğini doğurmuş, sandık seçmen sayısının seçime etkili olması nedeniyle seçimin yenilenmesini gerektirmiştir.
 Yukarıda yer verilen kararlardan da anlaşılacağı üzere sandık kurullarının oluşturulması yanında sandık kurullarının toplanma yeter sayısında da kanunun getirdiği hükümlere aykırılık hali, bu sandıklardaki seçmen sayısının seçim sonucunu değiştirecek sayıda olması halinde seçimin iptaline yol açmaktadır.
 298 Sayılı Kanunda sandık kurullarının oluşumu ve karar alma sayıları bir takım kurallara bağlanmış olup, bu kuralların ihlal edilmesi de yapılan işlemlerin geçersizliği sonucunu doğurmaktadır. Eğer bu geçersizlik seçimin sonucunu etkileyecek sayıda ise seçimin iptali söz konusu olmaktadır.
 Yine 298 sayılı Kanunun “Sandık kurulu üyelikleri” başlıklı 23. Maddesinin,  6 fıkrasının 13/03/2018 tarihindeki değişiklikten önceki metninde yer alan, 

“ Bundan başka, sandığın bulunduğu köy ve mahalle ihtiyar heyeti ve ihtiyar meclisi asıl ve yedek üyelerinden keza ad çekme ile iki kişi seçilir. 

Bu ad çekme sırasına göre ilki asıl, diğeri yedek üyedir. Şu kadar ki; bu fıkra gereğince görevlendirilecek sandık kurulu asıl ve yedek üyeliklerine yetecek kadar ihtiyar heyeti ve ihtiyar meclisi asıl ve yedek üyesi bulunmayan köy ve mahallelerde noksan üyelikler, yukarıdaki fıkralarda yazılan hükümlerin sandık kurullarına üye vermemiş partiler hakkında uygulanmasıyla tamamlanır.” 

şeklindeki düzenleme 13/3/2018 tarihli, 7102 sayılı Kanunun 4. Maddesi ile

“ İlçe seçim kurulu başkanı, sandık kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için önce, 22 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca bildirilen listeden sandık kurulu başkanı olarak belirlenmeyenler arasından, ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişilerden mani hali bulunmayanları sandık kurulu asıl ve yedek üyesi olarak belirler.” şeklinde değiştirilmiştir.
Aynı kanunun 23. maddesinin 7. fıkra ve devamında da,
“Yukarıdaki fıkralar gereğince belirlenen sandık kurulu asıl üyelerinden göreve gelmeyenin yerine, öncelikle, gelmeyen üyenin yedeği alınır.
Sandık kurulu başkan ve üyelikleri için ad çekme işlemleri, ilçe seçim kurulu huzurunda, bu kurulun başkanı tarafından yapılır.
Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimselerden doldurulur.”hükümleri yer almaktadır.
Kanunun bu maddesinin incelenmesinde, sandık kurulunun bir asıl, bir yedek üyesinin yine 22. maddede belirtilen mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilçede görev yapan tüm kamu görevlileri listesinden başkan olarak belirlenmeyenler arasından tespit edilmesi ilkesi benimsenmiş ve sandık kurulunun kamu görevlisi üyeleri yönünden maddenin son fıkrasında istisnai bir hükme yer verilmiştir. Bu istisnanın uygulanabilmesinin ön şartı ise, kamu görevlisi üyelerin yukarıda belirtildiği şekilde doldurulmasının mümkün olmaması halidir.
İstanbul İli genelinde büyükşehir belediye başkanlığı seçimi için toplamda 93.558 kamu görevlisine ihtiyaç duyulmaktadır. İstanbul İlinde, sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre aylık ödenen ve sandık kurullarında görev alabilecek durumda olan yaklaşık 220.000 kamu görevlisi bulunmaktadır. Bu itibarla 2333 Sandıkta sandık kurulu üyeliklerinin belirlenmesinde Kanunun asıl hükmü olan kamu görevlileri arasından belirlenmesi ilkesi gözardı edilerek, 298 sayılı Kanunun 23. maddesinin son fıkrasındaki istisna hükmünün uygulanmasına bir gerekçe bulunmamakla birlikte, kanunda böyle bir istisnanın mevcut olması dikkate alındığında bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olay ve hal kapsamında değerlendirilmemiştir.
             Tüm bu tespitler ve hukuki durum karşısında, İstanbul İli genelinde;
 754 sandıkta sandık kurulu başkanlarının yukarıda yer verilen yasal zorunluluğa uyulmaksızın kamu görevlisi olmayan kişiler arasından belirlendiği görülmektedir. Kanuna aykırılık oluşturan bu belirlemenin neden yapıldığı ilçe seçim kurulları tarafından izah edilememiştir.
 Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevinden çıkarılan kişilerden, 6’sı sandık kurulu başkanı, 3’ü sandık kurulu kamu görevlisi üyesi olarak görevlendirilmişlerdir.
 Sandık kurulu başkanlarının geniş yetki ve görevleri, seçimin güvenilirliğini sağlamak için getirilen şekil şartlarına uyulmaması ve siyasi partilerle sandık kurulu başkanları listelerinin paylaşılmaması suretiyle siyasi partilerin etkili bir itiraz yolu kullanamadıkları dikkate alındığında; 

Sandık kurulu başkanlarının kanun hükmüne aykırı olarak belirlendiği 754 adet sandıkta oy kullanan seçmen sayısının, 212.276 ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi Adayı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Adayı arasındaki oy farkının 13.729 olması nedeniyle, 

754 sandıkta sandık kurulu başkanlarının kanun hükmüne aykırı olarak belirlenmesi ve bu şekilde oluşan sandık kurullarının yaptıkları seçim iş ve işlemlerine itibar edilemeyecek olması, sonuca müessir olay ve haller kapsamında değerlendirilerek seçimin neticesine müessir görülmüştür.
 Öte yandan; 
Büyükçekmece İlçe Belediye Başkanlığı seçimine Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından, Maltepe İlçe Belediye Başkanlığı seçimine Milliyetçi Hareket Partisi tarafından bu dosyadaki itiraz konularına benzer ve sandık kurulu başkanlarının belirlenmesindeki kanuna aykırılık nedenleriyle olağanüstü itirazlarda bulunulmuştur. Bu cümleden olarak;
 Büyükçekmece Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin itirazın incelenmesi neticesinde; Büyükçekmece İlçe Belediye Başkanlığı seçiminde seçim çevresi, Büyükçekmece İlçesi belediye sınırları olup bu seçim çevresindeki toplam 5 sandık kurulunda, kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanının görev yapması, bu 5 sandıkta toplam 1.468 seçmenin oy kullanması, seçimi kazanan Cumhuriyet Halk Partisi adayı ile itiraz eden ikinci sıradaki Adalet ve Kalkınma Partisi adayı arasındaki 4.133 adet oy farkı itibariyle, 5 sandıktaki kanuna aykırı oluşum, bu sandıklarda oy kullanan seçmen sayısı gözönüne alınarak seçim sonucuna müessir bir olay ve hal olarak değerlendirilmemiş, Kurulumuzun 6/5/2019 tarih ve 4221 sayılı kararı ile seçimin iptaline ilişkin olağanüstü itirazın reddine karar verilmiştir.
 Maltepe Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin itirazın incelenmesi neticesinde; Maltepe İlçe Belediye Başkanlığı seçiminde seçim çevresi, Maltepe İlçesi belediye sınırları olup, bu seçim çevresindeki toplam 6 sandık kurulunda kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanının görev yapması, bu 6 sandıkta toplam 1.793 seçmenin oy kullanması, seçimi kazanan Cumhuriyet Halk Partisi adayı ile itiraz eden ikinci sıradaki Milliyetçi Hareket Partisi adayı arasındaki  29.404 adet oy farkı itibariyle, sandıklardaki kanuna aykırı oluşum, bu 6 sandıkda oy kullanan seçmen sayısı gözönüne alınarak  seçim sonucuna müessir bir olay ve hal olarak değerlendirilmemiş, Kurulumuzun 6.5.2019 tarih ve 4220 sayılı kararı ile seçimin iptaline ilişkin olağanüstü itirazın reddine karar verilmiştir.
            Öte yandan;
 298 sayılı Kanunun “Zarfların açılması, oyların sayım ve dökümübaşlıklı 100. maddesinin 8 ve devamı fıkralarında, “ Mahalli idare organları seçimlerinde;
a)     Büyükşehirlerde, sırasıyla büyükşehir belediye başkanlığı, belediye başkanlığı,
belediye meclisi üyeliği ve muhtarlık,
b)     Diğer illerde, sırasıyla belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği, il genel meclisi
üyeliği ve muhtarlık, seçimlerine ait oy pusulalarının sayım ve dökümü yapılır.
Aynı zarf içinde birden fazla oy kullanılan seçimlerde, oy zarfı içinden eksik oy pusulası çıkmış ise eksik çıkan oyların hangi seçim türüne ait olduğu ve sayısı ile içinden hiç oy pusulası çıkmayan boş zarf sayısı toplamı, zarfların açılması bittikten sonra tespit edilip sandık sonuç tutanağına işlenir.
Siyasi partilerin ve bağımsız adayların aldığı ve herhangi bir itiraza uğramadan geçerli sayılan her oy, okunmasını müteakiben, görevli üyeler tarafından, aynı anda sayım ve döküm cetvelinde o siyasi partiye veya bağımsız adaya ayrılmış bulunan sütundaki rakamlar birden başlamak üzere, sırasına göre çizilmek suretiyle, ayrı ayrı işaretlenir. Bu işlemin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, sandık kurulu başkanı tarafından sürekli denetlenir.
Okunan geçerli oy pusulaları ve zarfları, görevli üye tarafından, masa üzerinde düzenli biçimde yerleştirilir ve muhafaza edilir. İttifak alanı içerisinde, “EVET” mührünün;
a)  Bir siyasi partiye ayrılan alana,
b)  Hem bir siyasi partiye ayrılan alana hem de ittifak unvanı bölümüne,
c)   İttifak unvanı bölümüne taşacak şekilde, bir siyasi partiye ayrılan alana,
basılması halinde, bu oy pusulaları geçerli kabul edilir ve sayım döküm cetvelinde o siyasi partinin cetveldeki sütununa işaretlenir. Bu haller dışında, yalnız ittifak alanı içerisine “EVET” mührünün basıldığı her durumda, bu oy pusulaları da geçerli kabul edilir ve sayım döküm cetvelinde ittifakın ortak oyları sütununa rakamlar birden başlamak üzere, sırasına göre çizilmek suretiyle, ayrı ayrı işaretlenir.
Geçersiz sayılan veya geçerli olmasına rağmen hesaba katılmaması gereken oy pusulaları ile geçerli olup olmadığı veya hesaba katılıp katılmaması yönünden tereddüt edilen veya itiraza uğrayan oy pusulaları, sayım ve döküm cetveline işlenmeksizin ayrılır ve sandık kurulu başkanı tarafından muhafaza altına alınır.
Bütün zarfların açılıp okunması bittikten sonra; itiraz edilmeksizin geçerli sayılan ve her iki sayım ve döküm cetveline işlenen oy sayıları, her siyasi parti, bağımsız aday ve ittifakın ortak oyları sütununda işaretlenmiş son rakamlar karşılaştırılarak, her siyasi parti, bağımsız aday ve ittifakın ortak aldığı geçerli oy sayısının iki cetvelde de aynı olup olmadığı, başkan tarafından kontrol edilir. Oy sayıları aynı ise, her siyasi parti, bağımsız aday ve ittifakın ortak aldığı geçerli oylar toplanarak, itiraz edilmeksizin geçerli sayılan bu oyların toplam sayısı, o seçim türüne ait sandık kurulunca düzenlenecek özel tutanağa yazı ve rakamla işlenir.
Siyasi partilerin, bağımsız adayların ve ittifakların ortak aldıkları ve kendi hanelerine işlenmiş geçerli oy sayılarını gösterir rakamların her iki sayım ve döküm cetvelinde de aynı olmaması halinde ikinci sayım yapılır. İkinci sayımda, geçerli tüm oy pusulaları yeniden, tek tek okunarak, boş ve yazısız ayrı iki sayım ve döküm cetveline işlenir. Bu cetvellerdeki oy sayıları aynı ise, her siyasi parti, bağımsız aday ve ittifakın ortak aldığı geçerli oylar toplanarak, itiraz edilmeksizin geçerli sayılan bu oyların toplam sayısı, o seçim türüne ait sandık kurulunca düzenlenecek özel tutanağa yazı ve rakamla işlenir.
İkinci sayımda kullanılan sayım ve döküm cetvelinde yer alan oy sayıları da aynı çıkmazsa, yukarıda belirtilen usûle göre  üçüncü sayım  yapılır ve kurulun  varsa siyasi  partili olmayan, yoksa başkan tarafından belirlenecek üyesi tarafından tek sayım ve döküm cetveline işlenmek suretiyle, sonucuna göre işlem yapılır. Birden fazla sayım yapılan hallerde, bu sayımlarda kullanılan sayım ve döküm cetvellerinin üzerine, hangi sayıma ait olduğu büyük harflerle yazılır ve tüm cetveller muhafaza edilir.
Açılan sandığa ait son geçerli zarf açılıp içindeki oy pusulası okunduktan sonra, sandık başkanı tarafından o sandığa ait açılmayan geçerli zarf olup olmadığı kontrol edilir ve açılan zarfların sayısı ile sandıktan çıkan ve tutanağa işlenmiş olan geçerli zarf sayısı karşılaştırılır ve sonuç, tutanak defterine işlenir.
Geçerli oyların sayım ve döküm cetvellerine işlenmesinden sonra, hesaba katılıp katılmaması veya geçerli sayılıp sayılmaması yönünden tereddüt edilen veya itiraza uğrayan oy pusulaları, sandık kurulunca ayrı ayrı değerlendirilerek karara bağlanır ve bu karar, tutanak defterine yazıldıktan sonra mühürlenip imzalanır.
Sandık kurulu kararı ile geçerli sayılan veya hesaba katılan oy pusulaları, sayım ve döküm cetvelinde ait olduğu siyasi parti, bağımsız aday veya ittifakın ortak oyu için ayrılmış bulunan sütuna işlenir. Bu şekilde geçerli sayılan veya hesaba katılan oy pusulalarının toplam sayısı, o seçim türüne ait özel tutanakta ilgili yere işlenir.
Geçerli sayılmayan veya hesaba katılmayan oy pusulaları, ayrı ayrı paket yapılarak bağlanır ve paketin üzeri mühürlenerek, sayısı yazılır ve saklanır. Bu oy pusulaları yakılmaz, yırtılmaz ve yok edilemez. Bunların sayısı, o seçim türüne ait özel tutanakta ilgili yere işlenir.
Yukarıda belirtilen işlemler tamamlandıktan sonra, sayım ve döküm cetvelinde siyasi partilerin, bağımsız adayların ve ittifakların ortak aldığı oyların toplam sayısı, kendi sütununun altına rakamla ve yazı ile yazılır.
Sayım ve döküm cetvelinde, siyasi partilerin, bağımsız adayların ve ittifakların ortak aldığı oylar, orada bulunanlara, başkan tarafından yüksek sesle ilan edilir.
Bu ilandan sonra, sayım ve döküm cetvelindeki sonuçlar, sandık sonuç tutanağına işlenir. Bu bilgilerin doğruluğu, sandık başkanı tarafından sayım ve döküm cetveli sonuçları ile karşılaştırıldıktan sonra, sandık sonuç tutanağı, başkan ve üyeler tarafından imzalanır ve mühürlenir.
Bütün bu işlemler, tutanak defterine geçirilerek, sandık kurulu başkan ve üyeleri tarafından imzalanır ve mühürlenir.
Parti müşahitleri, sayım masası başında yer alabilir ve oy pusulalarını görebilirler. Ancak, parti müşahitlerinin sayısı beşten fazla ise, hazır bulunanlar arasından başkan tarafından kurul önünde ad çekme suretiyle, sandık başında kalacak beş parti müşahidi her biri ayrı partiden olmak üzere tespit edilir. Diğer müşahitlerle bağımsız aday müşahitleri için sayım işlemini yakından takip edebilecekleri bir yer ayrılır.” Hükmü yer almıştır.
298 sayılı Kanunun “  Sandık sonuç tutanağının düzenlenmesi ve ilanı” başlıklı 105. Maddesinin birinci fıkrasında da, Sandık kurulu, her seçim türü için ayrı hazırlanmış sandık sonuç tutanağını, iki nüsha olarak, sayım ve döküm işlemleri sırasında elde edilen bilgilere ve sayım ve döküm cetveli sonucuna göre düzenler. Bu tutanakların ait olduğu bölümüne, her seçim türüne ilişkin bilgiler eksiksiz olarak işlendikten sonra, başkan ve üyeler tarafından ad ve soyadları yazılarak imzalanır ve sandık kurulu mührü ile mühürlenir.” Hükmüne yer verilmiştir.
 Yukarıda yer verilen kanun hükümleri uyarınca bir seçimin sayım ve döküm sonucunun sağlıklı olarak alınabilmesi, kanuna uygun olarak sayım ve döküm yapılması ile bu sayım ve dökümün sayım döküm cetvellerine işlenmesi ile mümkün olabilmektedir.
 Yine yukarıda yer verilen kanun hükümleri uyarınca sandık sonucunu tespit eden sandık sonuç tutanağı da, ancak sayım döküm cetveli sonucuna göre düzenlenebilir. Usülüne uygun olarak düzenlenmeyen bir sayım döküm cetveli olmadan parti veya adayların aldığı oyların doğru tespit edildiğinden ve sandık sonuç tutanağına parti veya adayın aldığı oyların doğru olarak geçirilmiş olduğundan bahsedilemez. 
 Seçim sonucunun belirlenmesinde en önemli unsurlardan olan sayım döküm cetvelleri, bu önemleri uyarınca ilçe seçim kurullarınca sandık sonuç tutanağı ile birlikte teslim alınmakta ve taranarak, gerekli kontrolleri yapabilmeleri için siyasi partilerle de sisteme tarandığı anda paylaşılmaktadır.
            İstanbul İli genelinde;
 Yukarıda dökümü gösterildiği şekilde, 18 adet sandıkta sayım döküm cetvelinin hiç bulunmadığı, 90 adet sandıkta ise sayım döküm cetvellerinde sandık kurulu imzalarının bulunmadığı görülmüştür. 

Sayım döküm cetveli olmayan veya imzasız olmakla esasen yok hükmünde olan 108 adet sandıktaki oy kullanan seçmen sayısı 30.281 dir.
 Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, izah edilemeyecek şekilde :

 Büyükşehir belediye başkanlığı için sayım ve döküm cetvelinin düzenlenmediği 18 sandığın 16 sında, 

İlçe belediye başkanlığı ve ilçe belediye meclis üyeliği için sayım döküm cetvelinin düzenlendiği 90 sandığın 41’inde 

İlçe belediye başkanlığı için sayım ve döküm cetvelinin düzenlendiği, 90 sandığın 47’sinde ise ilçe belediye meclis üyeliği için sayım döküm cetvelinin düzenlendiği görülmektedir.
 Seçim sonucunun belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan sayım döküm cetvellerinin 108 sandıkta düzenlenmemiş olması, bu sandıklardaki seçim sonucunun güvenilirliğini ciddi biçimde zedelemektedir. Sayım döküm cetvellerindeki bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte, sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı biçimde belirlenmesi ile birlikte değerlendirilmiştir.
 Ayrıca ara kararımız uyarınca itiraz dilekçesi ve ekleri üzerinde ilçe seçim kurullarınca yapılan incelemeler sonucunda : 

377 adet kısıtlının oy kullandığı, 
6 sandıkta ölü olan kişilerin yerine oy kullanıldığı, 
41 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 
58 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 
224 adet zihinsel engeli nedeniyle kısıtlı olan kişinin oy kullandığı tespit edilmiştir. 

Bu şekilde oy kullanma hakkı olmamasına karşın oy kullandığı tespit edilen kişi sayısının 706 olduğu görülmüştür. 
Tüm bu nedenlerle sonuca etkili sayıdaki sandıkta, sandık kurulu başkanlarının kanun hükümlerine aykırı olarak görevlendirilmesi ve kanuna aykırı şekilde oluşan sandık kurullarının yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmesinin mümkün bulunmaması hususu ile

Bir bütün olarak değerlendirilen yukarıda izah edilen diğer kanuna aykırılık ve usulsüzlükler, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldıran ve seçim sonucuna müessir olay ve haller kapsamında görülmüş, bu nedenle seçimin iptali ve yenilenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-  31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ve  seçimin yenilenmesine, 
2-  İstanbul İl Seçim Kurulu tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için verilen mazbatanın iptaline,
3-  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminin 23 Haziran 2019 tarihinde yapılmasına,
4-  Kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirmelerini yapan ilçe seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, 
5-  Karar örneğinin;
a)   İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanlığına, 
b)  İstanbul’daki tüm ilçe seçim kurulu başkanlıklarına,
c)   Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığına,             gönderilmesine,
 6) Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce Kurulumuzun www.ysk.gov.tr internet adresinde yayınlanmasına,
             06/05/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi  
              Başkan                     Başkanvekili                        Üye                                 Üye
        Sadi GÜVEN               Erhan ÇİFTÇİ                Zeki YİĞİT             Nakiddin BUĞDAY
                   (M)                                                                                              



                    Üye                                Üye                               Üye                                    Üye
Muharrem AKKAYA     Cengiz TOPAKTAŞ     Kürşat HAMURCU          İlhan HANAĞASI
                                                            (M)                                (M)                                        
                                     



Üye
Üye 
Üye
Yunus AYKIN
Faruk KAYMAK
Refik EĞRİ





Bizi Takip Edin

Share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder